Futaba 7c aileronları flaş yapmak
Şimdi...
Uçağın uzun ekseni ile kanadın kord ekseninin yaptığı bir açı vardır. Bu üretime bağlı sabit bir açıdır ve Angle of Incidence yani insidens açısı olarak tanımlanır.
Üzülerek söylemeliyim ki modelcilik camiasında bu açıya sıklıkla hücum açısı deniliyor. Özellikle eski modelciler inatla bunun hücum açısı olduğunu iddia ediyorlar ama külliyen yanlış.
Hücum açısı uçuşun temelidir. Çünkü kaldırma kuvveti oluşumundan doğrudan sorumludur.
Dinamik bir parametredir. Yani anlık olarak değişir. Hava akımı ile kanat kord ekseninin yaptığı açıyı tanımlar. Stall tamamen bu parametreye bağlıdır ancak Angle of Attack göstergeleri son derece karmaşık sistemler olduğu için klasik uçuş aletleri arasına girememişlerdir. O nedenle bir yan yol olarak hava hızı stall için kullanılmaktadır.
Normalde ortalama bir kanat için stall AoA değeri 14 - 15 derece gibi küçük bir değerdir. Şunu sorabilirsiniz: Bir uçak pekala burnunu 40 derece dikebiliyor ve stall olmuyor. İşte bu soruyu sorduğunuzda henüz AoA kavramını içselleştiremediniz demektir. Çünkü AoA dediğimiz parametre uçağın yere göre pozisyonu ile alakasız bir parametre. Rölatif hava akımı nın yönü daha da iyi ifadeyle vektörü burada belirleyidi rol oynuyor. Yani pistten yeni kesilmiş bir uçağın burnu ufkun 30 derece üzerinde olmasına rağmen uçak havada yukarıya doğru bir hareket yaptığı için AoA örneğin 12 derecede kalıyor. Umarım anlatabilmişimdir.
Stall için hava hızının kullanılmasının büyük dezavantajları var. Çok farklı konfigürasyonlar için farklı stall hızları söz konusu. Örneğin bir tek motorlu pervaneli uçakta power ON, flap 0 derece, flap 15 derece, flap 30 derece, power OFF, flap 0 derece, flap 15 derece, flap 30 derece gibi konfigürasyonlarda stall hızı değişir. Hava koşulları stall hızını etkiler. Uçağın o anki ağırlığı stall hızını etkiler. Halbuki AoA limiti her durumda tektir.
Bu konuyla ilgili sayfalarca yazabilirim o nedenle burada durayım. Merak edilen bir şey olursa yanıtlamaya çalışırım.
-----------------------------------------------------------------------------------------
Hiçbir uçakta flaplar kanadın ucuna kadar uzanmaz. Neden?
Flap uygulanması kanadın efektif kord hattını değiştirir. İnsidens açısı değişir ve o anki hücum açısı artar. Stall dediğimiz olay ise sürat ile değil doğrudan hücum açısının kritik değeri aşması ile alakalıdır. Dolayısıyla flap uygulandığında kanadın flaplı bölgesinin hücum açısı da artmış olur. Bu durum bir yere kadar yüksek taşıma sağlasa da bir yerden sonra stall demektir.
Kanatların hpm içten yani gövdeye yakın yerden stall olmaya başlaması istenir. Çünkü uçtan stall olursa (tip stall) oluşacak yatış momenti o kadar ciddi boyutta olur ki uçağı toparlamak mümkün olmaz.
İşte bu nedenle flaplar asla kanat ucuna uzanmaz.
Kanadın firar kenarının büyük kısmını oluşturan aileron varlığında flaperon uygulaması tip stall riskini beraberinde getirir. Avantajı ise neredeyse hiç yoktur.
Tüm bu yazdıklarımın bir istisnası Airbus uçaklarıdır. Bu uçaklarda flap konulduğunda aileronlar birkaç derece aşağı sapıp flap etkisi yaparlar. Ayrıca düz uçuşta da aileronlar bir iki derece yukarı sapıp yük azaltma işlevi (load alleviation) görürler. Ama bunun onlarca güçlü bilgisayar ve gyro tarafından kontrol edilen bir uçakta yapıldığını unutmayın.
Flap konusuna gelince... Pratikte 30 cc altındaki bir uçakta görsellik dışında bir faydası olmadığını söylemek mümkün. Uçak büyüyüp ağırlaştıkça, son yaklaşmayı daha düşük süratte yapıp pist içinde durabilmek amacıyla flap kullanımı bir anlam kazanır.