Peki bu kısım allah korusun olası bir düşüş için en riskli kısım değil mi ?
Adminim, bu meretler o denli feci çakılınca alev topuna dönüyorlar, uçağa yetişip söndürene kadar pek çok şey kül olabiliyor, o yüzden ekipmanın nerde olduğunun pek önemi olmuyor malesef..
Tam dediğin gibi tüm bu işlemler sonrasında uzay mekiği olmasına ramak kaldı.
Aman duymasın uzaya falan gitmeye karar verirse hapı yuttuk demektir
Yapsın yapsın. Sonra İstanbul’da çok ekmek yer. Malum Taksi sıkıntısı var memlekette
Çok yakıyor be abi, onu nasıl halledicez
Gecikmeli de olsa dünün raporu gelsin bakalım..
Sabah sahaya gitme hazırlıkları kapsamında bari gitmişken bişeyler uçurayım diyerekten 3 tane pil şarj ettim. Bu meret arabada nasıl yerleşecek bilemediğim için duruma göre ya 109'u ya Kara şahini alırım diyordum, her ikisi de aynı pili kullanıyor sonuçta
T-2 yi arabaya yerleştirdiğimde gördüm ki hala epey bir yer var, hadi 109 olsun dedim onu da yanına katık edip sahanın yolunu tuttum.
Sahaya ulaşınca her iki modeli de kurdum, açılışı 109 ile yapayım diyerekten hazırladım mereti, ama bir baktım iniş takımları açılmıyor! biraz ittir biraz kaktır, az biraz söv yöntemiyle teker teker açılmalarını sağlayabildim neyseki. Epey şiddetli bir yan rüzgar olmasına rağmen güzelce kalktım, keyifle uçtum. Amma velakin, tam inmek için teker koyduğumda sağ tekerlek yerinden fırladı (Hurricane maideni hatırlayanlar?
) Neyse ki dikme üzerine sanki hiçbir şey olmamışçasına indi, sadece iniş takımı kapağı kırıldı. İyi bari dedim, tekerleği geri takar vidasını sıkar yeniden uçarım. Ama vida imperyal, ve yanımda imperyal alyen takımı yok! hay bin kunduz, uçuş defteri kapandı.. (Kalan iki pili nasıl deşarj edicez şimdi!
)
T-2'nin başına geçtim, önce sahanın ortasına doğru çektim, klasik pist fotoğraflarını çektim, sonrasında pit alanına geri çekerken çaat diye bir ses geldi ve model sağ kanadının üzerine kapaklandı! Ne oldu acaba diye eğilip baktığımda gördüm ki sağ dikme kökünden kırılmış! Nedenini görünce de kendime sağlam bir küfrettim. Dikmeleri retract ünitelerindeki yuvalarına bağlayan karbon tüpler var. Sağ dikmedeki karbon tüp deneme amaçlı ve kısa kalıyordu, uçuş öncesi değişmesi programda vardı. Ama süper şaşkın (laf daha ağırdı aslında, siz kendiniz ne dilerseniz onu koyun burada şaşkın yerine
) bir hareket olacak şekilde karbonun kısa tarafı dikmeye girecek şekilde monte etmişim! haliyle dibine kadar oturmayan karbon boru yanal yüke maruz kalınca PLA olan dikmeyi içerden kırmış! Şöyle bir baktım tamir edilebilir mi diye, tüm retractı kanattan söküp karbon boruyu içerden çıkarmadan yapamam, ona da gena halde üşeniyorum... Hadi bakalım, taksi testleri de yalan oldu..
Bari motoru gövde içinde test edeyim gün boşa gitmesin dedim. Modeli stand üzerine aldım, yakıt doldurdum, tüm hazırlıkları yaptım. Son kontroller, herşey tamam. Çaıştır motoru. Sekans başladı, "fuel ramp" aşamasındayız, ama bir türlü çalışmıyor. Baktım uzuyor çalışma(ma) durdurdum. O sırada farkettim ki hem modelin içinden hem motorun arkasından yakıt damlıyor! Hasbinallah, yine hangi gezegenler neyin sırasına girdiler acaba... Alttaki kaputu söktüm, içerde biriken yakıtı boşalttım, modeli baş aşağı tutup motorda göllenen yakıtı da boşalttım, sonrasında bi 15-20 dk modeli açık havada beklettim iyice uçsun gitsin yakıt kalıntıları diye. O sırada Muhammed de sahaya geldi, ona yardım ettim uçağı için, lafladık falan. Yeterince beklediğime karar verince modelin başına geçtim yeniden motor çalıştırmak için. Bu sefer gayet normal bir şekilde hızlıca çalıştı motor. Biraz rölantide çalıştırıp sağı solu kolaçan ettim, sıcaklıklara baktım, sorun olmadığını görünce de verdim tam gazı... Verdim vermesine de motor çıkamıyor tam gaza.. 35N ayarında tam gazın 205k devide olması gerek, ama garibim 199-200k civarında dalgalanıyor, ekran da "pump-calibration" diyor, ne oluyoruz diye bakarken yakıt pompasından ciddi miktarda yakıt aktığını gördüm. Tam o sırada da Muhammed uzaktan bağırarak yanıma koştu modelin altından yakıt akıyor diye. Hetterey! Ne olur ne olmaz diye yangın söndürücüye sarılıp motoru kapattım yine. Neyse ki sorunsuzca motor durdu, ve soğutma sürecini de normal bir şekilde tamamladı. Ne olup bittiğini anlamak için sistemi incelemeye başladık. Öncelikle sızıntının borulamadaki emniyet tellerini takmamış olmamdan kaynaklandığını düşündüm (bunları özellikle takmadım çünkü potansiyel hava giriş noktaları varsa bu testler sırasında görmek istedim. Nihai uçuştan önce emniyet telleri takılacak). Ama sonra kaçağın pompanın basma hattında olduğunu, ve pompanın gücünün bu hattaki PU boruyu gevşetip kaçağa neden olacak kadar olmayacağını düşündüm. Elimle boruyu kontrol ederken de farkettim ki pompaya bağlı olan nipel gevşemiş! Motor tam gaz devrine ulaşamadığı için ECU ha babam pompanın gücünü arttırıyormuş meğersem, pompanın basıncı arttıkça da kaçan yakıt artıyor! E iyi bari, sorunu tespit ettik, çözelim o zaman. Pompayı bağlı olduğu L braketten sökmek lazım, civatalar torx, ve tahmin edeceğiniz üzere yanımda torx anahtar yok! Bu gezegenler baya baya benim arkamda! sıraya girmişler galiba! Şöyle bir etrafa bakınıp, Cüneyt Arkın edasıyla bir nara atıp pompanın bağlı olduğu braketi tek hamlede kırıp pompayı tepsiden ayırdım! Nipelleri yeniden sıktık, göllenmeleri temizledik vs derken yeniden çalıştırdık motoru. Bu sefer tam olması gerektiği gibi sorunsuz çalıştı. Hiçbir kaçak sızıntı hava kaçması olmadan değişik gaz aralıklarında sorunsuz giden denemeler yaparak bir depoyu tükettik rahatladım
Artık günün sonu yaklaşıyordu. Artık taksi testlerini de haftaya yaparım diye düşünürken hadi dedim son bir gayret en azından denemiş olurum, şu dikmeye bir girişeyim. Yattım uçağın altında söktüm komple sağ retractı, içerdeki karbon boruyu söküp sonuna kadar dikme içine girecek şekilde bastırıp kırılan parçalarla birlikte herşeyi yapıştırdım. Sonrasında da dikmeyi retracta taktım yeniden. Şöyle bir yokladım, sağlam görünüyor, hadi dedim taksi testine çıkıyoruz. Yeniden yakıtı doldurdum, motoru çalıştırdım. Bir süre rolantide tutup taksi testlerine geçtim. Tabi hem dikme kırık olduğu için hem de elevatör ve aileronlar henüz bağlı olmadığı için (ve tabii ki sıraya girmiş bekleşen gezegenlerin nefeslerini ensemde hissttiğim için!) yüksek hızlı taksi testlerine hiç girişmedim bile
Ama sonuç itibariyle günlük amacıma ulaşmış oldum. Hem uzun süreli rölanti koşullarında model içinde motor çalıştırmış oldum hem de yerde taksi yapıp yön kontrolü konusunda modelin performansını görmüş oldum. Fren gerekecek mi gerekmeyecek mi konusunda da bir fikir verdi bu testler. Fren olmadığı için iniş sonrası yavaşlama ve durmak uzun sürecek gibi görünüyor ama yine de çok büyük sıkıntı olmayacak gibi. En azından fren eklemek daha büyük sıkıntılara yol açacak gibi duruyor diyebilirim.
https://www.instagram.com/reel/CYf1xXjpXGw/?utm_source=ig_web_copy_link
https://www.instagram.com/p/CYef7jvIu-f/?utm_source=ig_web_copy_link